''You are only as free as your mind lets you be''
Philip Anselmo

28 Şubat 2011 Pazartesi

Yaşamaktaydım. Hala

Makarna yiyorum. oturdum bişiler yazıyım dedim. şu anda sanki aman yarabbi bi yazıcakmışım bi yazıcakmışım ama nası hani böyle kelimeler harfler dökülücek yere düşüp yeni anlamlar kazanıcak okuyanın zihinlerinde durgun suya düşen yağmur damlası gibi helezonlar yapıcak gibi bi his var. zihin helezonu. sanırım uzun süredir yazmadığım için. içime içime attım hep. ondan sanki.

gecen sevdiğim bi dostumla oturduk konuşuyoruz bi cocuk gördü ufak bişey. abıııy şuna bak ne şekeer dedi. dedim hayır koca kafalı salyalı ve salak. arkadaşlar kabullenin bebekler şeker falan değildir. bebekler koca kafalıdır. ama ciddi anlamda cüsse olarak koca kafalı. vucudunun 4 te biri safi kafa olan bi varlık nası şirin olabilirki. ağzından salya akıyo lan onun. böyle şirinlik mi olur?

şimdi ben gelsem senin odana sıçsam şirin mi olucam? ama o velet yapınca şirin oluyo. nası iş anlamadım ya. çıkan aynı çıktığı yer aynı olmasına rağmen o şirin ben değilim öylemi? bırakın arkadaşlar birbirimizi kandırmayalım.

benim cocuğum olsa görmek istemem. yani düşünsene geceni gündüzüne katıyosun o kadar uğraşıyosun falan. sonuç olarak ortaya çıkan şey yaşadığı ortama sıçan koca kafalı salyalı bi mahluk. bunun içinmi uğraştım lan ben! derim. derim. mümkünse evladımı 5 yaşına kadar görmek istemiyorum. başka yerde gelişsin. sonra ortak bi paydada buluşabiliriz. ama altına sıçan bi varlıkla nasıl bir ortak paydada buluşabilirim ki? imkansız. salyalı bislikler.

gecen kuzen abii parayı ben viryimmii dedi münübükte. ne zaman kendi paranı kazanırsın o zaman verirsin dedim. hayatı öğrensin pezevenk! hayat güzel değil. nazik hiç değil!

bilen bilir geçen halıya şarap döktüm. facebukada yazdım falan olayla ilgili bi kısmı. arkadaşın bi tanesi o leke çıkmaz ki falan dedi. hayallerimi yıkan balta! balta! pisliiğğk! köpeeyk! iğğt! dicektim. ama normalde bunu ses efekti kullanarak yapınca komik oluyoo gülünüyo. ama şimdi yazıda çok ağar gibi. uğraşmıyım diye diyemedim içimde kaldı. hala duruyo içimde. böbreğime doğru.

gecen bi kızdan hoşlandım. genç ergen aşık çıktı. nedir bi ergenlerden çektiğim. anında soğuontobello. sevmiyorum. bide ruhu ergen kalanlar varki aman yarabbi. 27 yaşına gelip sabahın 7sinde günaydın canım! gülücük kalp gözkırpma atan tip misal. burda 2 önemli soru var. 1.si senin işin yok gücün yok çalışmıyosun. sabahın 7sinde niye uyanıyosun işin gücün mü yok? dürtüyolarmı seni? ikinci ve asıl önemli soru dostum sen manyakmısın? gerizekalımısın sen? derdin ne lan? neyin peşindesiniz oğğlum siz?! sapık herif git yat uyu. uyanınca insan gibi konuşuruz. bide mesajın sonuna ekler uyandırdırysam özür dilerim diye. ipne pezevenk senin günaydın mesajın dahamı önemli? bırak uyusun kız. uykusunu alsın dinlensin enerji dolsun sonra gün boyu istediğin kadar gününü aydırırsın. hiç bilmiyonuz bu işler. bide günaydın mesajı atan kız var. evlerden ırak.

bigün tanıdığım tüm kızlara günaydın canıım diye mesaj atıcam. anıl defol git manyakmısın derdin ne diye geri dönene direk evlenme teklif edicem. öyle mutlu olurum lan ben. ama direk o cümlenin aynısını demesi lazım. ne eksik ne fazla.

bu aralar bişey var bende. çok acayip bişey. ama göstermiycem. yada göstersemde elimde bak. bak.. gördünmü? acayip dimi. eveth.

kücük sırların ilk 15 bölümünde her barda çalan sabit bi şarkı vardı. kamon giv mi dı best. tı sex! diye tek cümlelik sözü vardı. sonra ay vant to make vith diye başlayıp isteklerini söylüyodu. o şarkıyı bulun bana.

bekaret kuşağı denen bi olay var ya. kırmızı hani. gelinliğe bağlıyolar. eşime siyahından alıcam üstünde bu kadının benden önceki sex geçmişi umrumda değil yazdırıcam. sonrada hani bu kanlı çarşaf sergileme olayı varya onada gönderme olsun diye sex kasetlerimizi yayınlıycam. sonuçta aynı kuşak varmı var çarşaf varmı? sanal çarşaf var. geleneklere bağlı biriyimdir. makarnam bitti. buda demektir ki yazıda bitti.

4 Şubat 2011 Cuma

Arkadaş.

İnsanın çoğu kez kendinden daha fazla güvendiği ve sıkıntılı zamanlarda yanında olmasını istediği iki şey vardır. İçki ve arkadaş

Şimdi direkt olarak arkadaş kavramından giricem. Nedir ne işe yarar.

İnsanın sürekli peşinde olan yanlızlık ve buna bağlı çaresizlik duygusundan kurtulmasının yollarından biridir. Ancak sadece yanınızda bulunduğu süre zarfında işe yarar. Örneğin evde tek başına otururken yanlızlık hissine kapıldığınızda 'ama olsun benim arkadaşlarım var' diyerek bu histen kurtulamazsınız. Onu aramanız ona ulaşmanız ve onu yanınıza çekmeniz gerekmektedir. Burdan çıkarağımız sonuç arkadaş madde olarak var olduğunda işe yarar.

Ne işe yaradığı konusuda daha önce belirttiğim gibi amaç yanlızık gidermedir.

Bi nevi bağımlılıkta denebilir. Çünkü arkadaşla bi iş başarmanın tek başına başarmaktan daha kolay olduğunu gören kişi sürekli olarak herhangi bi iş yapmak için birini beklemeye başlaycaktır. Biri gelsin giderim biri gelsin beraber yapalım.. Ertafta sürekli grup halinde gezen tiplerin çıkış noktasıda budur. Tekliğin getirdiği yükleri kaldıramayanlar etraftaki teklerle yada halihazırda oluşmuş olan çoğunlukla birleşip bişeyler yapmaya başlarlar.

Peki insan neye göre arkadaş seçer.
Burda iki farklı yola ayrıldığını söylemek yanlış olmaz.
Maddi çıkarlar
Manevi çıkarlar.

Açmak gerekirse maddi çıkardan kastım madde olarak maddeye duyulan açlıktan dolayı oluşan arkadaşlıklar. Örneğin gelecekte karşımıza çıkabileceğini varsaydığımız 'robot arkadaş' bu işi görebilir. Ve çoğu kez hayvanlarda bu amaca hizmet ederler. Bir çocuğun evine aldığı balığı beslemesi onunla konuşması yanlızlık giderme amaçlıdır. Ancak bu yanlızlığı daha iyi gideren bir başka madde ortaya çıkınca eskisi terk edilip yeniye gidilir.

İkinci tür olaran manevi açlığı bastıran ise fikir alış verişinde bulunulan oturulup konuşulan yani iletişime sevme-sevilmeye olan açlığı gideren arkadaşlık çeşitidir.

Farkı görmek için önceki grubu ele alalım. 5 kişiden oluşan gruba giren kişi bir süre kendini yanlız hissetmeyecektir. Çünkü etrafında insanlar vardır. Ama sonrasında baskın gelen manevi açlık bastırılmazsa kişi kendini grup içinde yanlız hissedecektir. Bu bakımdan manevi arkadaşlıklar daha baskındır ve çoğu kişi için daha 'önemlidir'

Şimdi sorucağım ve cevaplamaya çalışacağım soruya gelelim.

Bu bir çıkar ilişkisi midir?

Burda asıl ayrım görüşünüzdür. Yani olaya ne şekilde baktığınızdır.
Eyer duygusal bi açıdan yaklaşırsanız bunda hiçbir çıkar yoktur ve karşılıksızdır ancak duyguyu bir kenara bırakıp sadece düşünerek ve çıkarımlar yaparak ilerlerseniz gideceğiniz sonuç bunun saf bir çıkar ilişkisi olduğudur.
Ve cevap ilgili gruba görede değişir. Örneğin sadece parası için beraber diyen bi insanın zengin bir 'kaynak' bulduğunda kaynağı kullanmaya başlamasıda aynı durumdur ancak cevap veren kişiye sorulduğunda durumu size çok farklı anlatacaktır.

Sonuç olarak arkadaşlığın ne için olduğu belli olmasına rağmen ne olduğu hakkındaki görüş kişinin kendi bakış açısına göre değişir ve kendi bakışına göre doğrulanıp çürütülebilir.

Ancak mantığı ele aldığımızda bu çıkar ilişkisinden başka birşey değildir.