''You are only as free as your mind lets you be''
Philip Anselmo

30 Ocak 2011 Pazar

21.47 Ayın bilmem kaçı. 3 5 8 10 20 30 40 1000 ne fark eder ki. Hepside aynı değil miydi? Hepside aynı olmayacak mı? Duman. Sis. Perde. Her ne ise. Bişey var gözümün önünde. Lanet bişey. Bi koku burnumda. Bi kaşıntı. Ruhumda.

Ruhum dışarı çıkmak için çabalıyo yine. Kan. Ruhum zorladıkça kanıyo burnum. Aklım gördüğü en yakın çıkışa hücum ederken yanında taşıyor kanı. Kendi kanım. Kendi et ve kemiğimden örülmüş hücremdeyim yine.. Geziyorum içerde. Yatağa vuruyorum kendimi. Kafamı vuruyorum yastığa. Olmuyor. Ölmüyor. Kafamı vuruyorum duvara. Olmuyor. Yok duvar. Olmadı. Görünmez. Hissedilir. Pislik. Perde.

Hücremde uyanıyorum yine. Gözüm duvardaki saatte. Tik tik tik tik tik. Tak bile yok. Sadece tik. Farklılığın olmadı düzen. Geçen her lanet saniye. Geçen her katil. Geçen her kurşun bıcak jilet iğne geçen her an. Geçen her düşünce... Hücremdeyim yine.

Hücremin kapısı ardına kadar açık. Zincirlerim.. Zincirlerim çözülü. Zincir yok. Bileklik kelepçe gardiyan.. Yok hiçbiri. Olmadı. İhtiyaç yok. Zaaflarım takılı bileklerime zayıflıklarım bekler kapı girişinde. Acizliğim önümde. Elinde baltası. Elinde kırbacı elinde kendim elinde bedenim elinde hayallerim benliğim fikirlerim ELİNDEYİM.. Hücremde açıyorum gözlerimi...

Gardiyan benim. Gardiyan beynim. Gardiyan korkularım gardiyan 'ya' gardiyan 'keşke' . Anahtar..Anahtar 'siktir'.

Hücremdeyim. Kimseyle konuşmuyorum kaç gündür. Kimse sormuyor nasılsın diye. Zoraki merhabalar bi tek. Zoraki nasılsınlar. Soru sorulur cevap dinlenmez. Görevdir sormak. Görevdir cevaplamak. Dinlenmek.. Dinlenmek lüks.

Hücreme atıyorum kendimi. Hücremde kapıyorum gözlerimi