''You are only as free as your mind lets you be''
Philip Anselmo

18 Haziran 2010 Cuma

Işık

Bi şey farkettim hayatımda ışık yok. Yok yani cidden ışık yok. Ya yok öyle afilli laf tribine girmiyorum bildiğin odamda herangi bi ışık kaynağı yok. Yani 20 voltukuk-böyle bi ampul varmı aslında zerre fikrim yok. ama düşük bisey. kendi zor aydınlanıyo- bi ampulden başka ışığım yok. eskiden vardı. eskiden avize vardı hatta.

hatta bayada sevdiğim içinde anıları olan bi avize. böyle yanlarından büssürü elmas gibi kesilmiş taşlar sarkardı ışık o taşlara vurunca kırılıp gökkuşağımsı renkleri duvara yantısıtırdı falan. ben onları top atıp kırardım. alır oynardım falan. dünyanın en değerli taşıydı. en azından öyle olmalıydı. şekili süperdi olum. ben teee cocukken vardı o. ama artık yok. en son odayı boyadılar-maviye. hastane odası gibi oldu. odaya girince hastalanasım geliyo- o boyanırken avizeyi söktüler bi dahada takmadılar. bende tırıskadan ampule kaldım. ampulde duvardaki lambaya takılıyo. lambanın camıda kırmızı renk. odamdaki seksiliği siz düşünün. aslında düşündüğünüz şeyle odamın alakası yok. çünkü dediğim gibi lamba kendini zor aydınlatıyo. öyle içi kırmızı bi odam yok yani.

en çokta tavan hüzünlendiriyo beni. böyle tavanda avizenin durduğu yerin izi var. içinden kablolar çıkmış. o kablolar elektrik bandıyla bağlanmıs falan. çok hüzünleniyorum. tavanıma bakamıyorum bile. hesap sorar diye korkuyorum. bunu hak edicek naaptım der diye korkuyorum. o diyilde ya harbiden derse. nası bakarım tavanımın ve eski avizemin yüzüne?