''You are only as free as your mind lets you be''
Philip Anselmo

23 Nisan 2010 Cuma

Melek Kanadı



tanrının cennetinde pek çok melek varmış ama o meleklerin sadece bazılarının kanatları varmış. en iyi kalplı melekler alırmış o kanatları. kanatlar tanrının ağramanıymış onlara. özgürce ucsunlar diye. o kanatlı melekler her yere gidebilirmiş. tanrının hediyesi onlara özgür olma sansı verirmiş. günlerden bir günç genç ve tecrübesiz bir melek almaya hak kazanmış o kanatları. ve ucmus

uzaklara cok uzaklara uçmus ama cenneti daha önceden cok gezdiği için sıkılmıs bir süre sonra. yeni bir yer aramış gidilmemiş bi yer. dünyaya gitmek istemiş oda. söylemiş tanrıya isteğini kibarca. kabul etmiş tanrı. ve ona ucmasını söylemiş. ama eklemiş dikkat et demiş orası iyilere göre bir yer değil. melekde ucmus hiç görmediği yere doğru. ucmus ve ulaşmıs dünyaya. ama gördüklerine inanamış.
acı varmıs her yerde. kan akıyormus göllerde. ölülerle doluymus sokaklar. nefret doluymus insanların kalbi

vaz geçmiş oda dönmek istemiş ama gözüne bir ıışık carpmış bir güzellik. oraya ait olması imkansız bir şey. ucmus ona. bir insan. cennetin kendisinden bile güzel bir insan. yakın olmak istemiş ona. ama melekmiş o. insan onu göremezmişki. geri ucmus tüm hızıyla. kapanmıs tanrının ayaklarına ve yalvarmış beni görünür yap demiş. sonunda tanrı kıramamıs bu genç meleği. ve demiş sadece bir kişi.

bir kişi görebilir seni. sevinçle ucmus melek teşekkür bile edemeden. o ınsanı aramış ve bulmus. ona görünür olmus. ama olmamış işte. kabul etmemiş insan onu. geri çevirmiş.yok saymıs. lanetlemiş. olmazmıs imkanı yokmus ona deli derlermiş. üzülmüş melek. kahrolmus aglamış. o kadar üzülmüşki kanatlarından biri kopmus. acılar içinde kalmıs melek. geri dönmek istemiş ama yapamamış.

yarı yolda güçsüzkalıp düşmüş. o insana ulaşmaya calısmıs. onuda becerememiş. sonunda nefret etmiş herşeyden ve bu dünyadan. iki eliyle tutmus tek kanadını. asılmıs. cılgın gibi cekiştirip çığlık atmaya ağlama başlamış. gök gürüldemiş çığlığına bulutlar ağlamaya başlamıs bir göz yaşına. en sonunda kanlar içinde yere kapaklanmış melek. omzundan aşağı ılık kanı süzülüyormus. artık kalan tek kanadıda elinde öylece duruyormus

tanrı görmüş bunu. cılgına dönmüş sinirden. bağırmıs ona sen nasıl yaparsın bunu sana verdiğim hediyeye! o derece güçlüymüşki sesi hem gökler hemde bulutlar sessizliğe gömülmüş. lanetlemiş meleği. ne cennete almıs nede kanatlarını geri vermiş. melek ne kadar yakarsada tanrı cezalandırmış onu. artık cennetle yeri olmayan kanatsız bir melekmiş o

derlerki o melek hala dünyada aramızda gezer. ve o insanın onu sevmesi için dua eder


(eski bir dostun anısına)