''You are only as free as your mind lets you be''
Philip Anselmo

28 Nisan 2010 Çarşamba

Sepultura geçti üzerimden


Okulda atp sizlikten kıvranıyordum. açtım susuzdum çaktırmıyordum ama son saatlere doğru düşünmekten bile vaz geçmiştim bir ağırlık olarak devam ediyordum günüme. tenefüslerde merdivenden inip çıkmak eziyet olmuş vucudum 'lan gavat biz burda atp diye yakınıyoz sen olanıda yürümeye harcıyosun'' diye isyan ediyordu bana.

neyse okulun son saati geldi bende melih-bakınız ismi ilk önce gelmekte-mert yaman meriç dilara grubunun yanına gidip son muhabbeti yaparken bi yandanda mat sınavının girme boyutunu bi yandan açlığımı bi yandanda konseri düşünüyordum. açlık bastırdı diyer düşünceleri bırakıp açlığımı düşündüm.

eve ulaşınca-abartı deyil- bir somun ekmek yedim. öyle açtım yani. doydum falan. verdim kendimi yatışa tam uyuycam abimin hacı gidelimmi sorusu geldi. götümden bir yeah diyip giyinmeye başladım. evden çıkarken babamın oğlum üşüyceksin öyle lafı geldi. baba tabi kırılmaz. mecbur bi kat bişi daha giyip yarı lahana vurduk yollara kendimizi. yürüyüş yürüyüş...

Trenvay-tren demeyi daha bi seviyorum lan- da önümüze bir grup sıtayla genç geldi. trenin ileri hareketinden dolayı geriye senteleyen sıtayla genç makinist abiye bi küfür saydıktan sonra arkadaşlarına döndü ve oolum brezırsa üyelik aldım lan dedi. ben hafif gülmeye başladım. sonra dier sıtayla naapçan kendinmi vidyo yüklicen dedi diyeri yok lan tüm vidyolara erişimim var artık dedi. diyeri kaç günlük dedi sıtayla gençte 3 günlük deneme sürümü derken arkada yer boşaldı oraya oturdular. o sırada abim bana dönüp bah lan bah bunlar pornocu diyince gülmeye başladık ikimiz. arkada daha sonra olanları bilmiyorum indik cünkü o durakta

sonra otobüslere yürüdük. taksim? dedim yeah! dedi ayşe abla? dedim yemek dedi. haa iyi iyi dedim otobüs ararken dolmuşa binip gittik. hoop taksimdeydik.

benim için eziyetlerin en büyüklerinden biri taksimde olmak. çok kalabalık lan. heryerden insan fışkırıyo resmen. aşırı kalabalık. öbek öbek insan akıyo üstüne. sevmem ben öyle. bide nedense hep o kırmızı tren yavrusunun bana arkadan çarpıcağı korkusunu taşıyorum. atamadım o korkuyu. abime bu kadar insanı sevmiyorum lan dedim oda bana e sende onlardan birisin dedi bende ben kendimide sevmiyorum ki dedim. o sırada telefonu caldı alo diyip konustu. kim diyince bi tanıdık fak yu diyo sana diyip orta parmağını gösterdi bana. öpüyorum dedim yürümeye devam ettik.

oturduk bi resteouranta yemekler falan geldi o sırada ayşe abla geldi. ben cok doyduğum için bi çorba içip kalktım. ordan hobik diye alana gidicekken cok farklı yollara saptık offroad a cıktık falan. yürüdük mürüdük en son ulaştık mekana girdik içeri. bi baktım obaa pantera cemeteri geyts calıyo. kafadan gaz. abim ufak sınava soktu beni bu calan ne falan diye sınıfta kaldım ama. nese bi dahakine calışır giderim

yavaştan hava soğumaya benimde götüm buz kesmeye başlamıştı. kalkıp metalhead kalabalık arasında ısınalım dedik. girdik aralarına. ohh sıcacık. ulan dedim metal insnı bu yüzden seviyorum. ne kadar çok olsalarda asla kalabalık olamiyolar. herkes kendi grubu içinde takılıyo. süper bişey lan!

sonra sepultura çıktı sahneye. ooo lamalar yeah lamalar falan. solist derrick abi cıktı sahneye. adam devasa bişey. çok korkunçtu lan. sokakta görsem taş kesilir kalırdım. benden 3 tane yemiş gibi bi hali vardı. saygı duyulası. sahnede olmaktan harbi keyif aldığı hareketlerden belli. sarkılar falan mütiş. öyle kuru headbang lar alkışlar zıplamalarla geçti konser. taaki teritory i calmaya başlanaya kadar...

WAR FOR TERRITORY!!

abim bana baktı ben ona baktım hade dedi ilerlemeye başladık yavastan. durduk bi 11 12 adım sonra. millet zıplamaya bağırmaya başlamıştı. sonra derrick

Unknown Man
Speaks To The World
Sucking Your Trust
A Trap In Every World

Dedi sonra ekledi

war for territory!

o an bişeyler koptu kafada. deli gibi var for teritoreeeeeeeey diye bağırmaya başlamıştım. üstüne yediğim omuz darbesiyle its time! dedim kendime ve attım kendimi pogonun içine. o yeaah yok böyle bi keyif bi o yana bi bu yana arada teritoreeey diye bağırma falan. durup headbang yapmaya başlama yaparken arkadan bi kolun seni tutup pogonun içine çekmesi. hell yeah! arada sendeleyip düşücek gibi olcakken kıl payı kurtulup devam etme. işte keyif..

sonra herkes azmış gibi bağırıyodu ruuuuuuts! rooooootsss! diyende vardı(roots bloody roots) son olarak onu çaldılar ve eklediler bunu burasımı daha iyi tel avivmi daha iyi görmek için calıcaz(bi sonraki durakları tel aviv)

o anda sarkıya girdikleri gibi ortalık karıştı zaten. düşünmeyi bırakıp sahnedeki devlere bakıyodum. ve yanımdaki adama omuz atıyodum.

sonra ilk defa sıra arkadaşımın bi duasının kabul olduğunu gördüm-genelde dualarının kabul olmamasından yakınır- inş metalciler ezer seni demişti oldu valla. bi omuz sonrası yere düştüm ben. anında bi abi kolumdan tutup kaldırmaya başladı-kaldırmaya çalışma şekli beni sürüklemekti. önce pogodan güvenli bi alana taşıma işlemi. bi süre sürüklenip ertafımdakiler boştaki elimle ittirdikten sonra ayağa kalktım çenemin acıdığını farkkettim-diz yemiştim- sitir et diyip daldım tekrar kalabalığa. sonra bitti zaten konser. çok iyiydi ama lan. yeah. bu kadar olur

eve 12 gibi geldim. geldiğim gibi attım kendimi yatağa zaten. günün heycanı ve ter kokusu hala üstümden çıkmamışken