''You are only as free as your mind lets you be''
Philip Anselmo

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Ekmeğin Tepesi

İkili ekmek. Somun. Mütiş bi besin. besin zincirimin en önemli halkası. bi ekmezsiz bide çorbasız yemeğe yemek demem ben. Ekmek olucak. şart..

heleki o ekmek fırından yeni çıkmış miss gibi sıcacık ekmekse deymeyin benim keyfime. sadece ekmeyi yiyip yemeyi bırakabilirim. o derece. O ekmeyin içine zeytin koyabilirsin sucuk salam atabilirsin peynir atabilirsin recel sürebilirsin nutella sarelle nurilla sürebilirsin tahin-pekmez e daldırabilirsin. ve sonucları hep süper olan kombinasyonların vaz geçilmezidir ekmek. kokusu falan. miss

ha bide o ekmek uclara doğru giderek daralırda uc kısımlarda toplanır ya. işte o uc kısıma atılan diş in tadı bi ayrı be okur. valla lan. ekmeyin geri kalanının 7-8 katı daha güzel sanki. bi eve giren ekmeyin alt ve üst kutupları kemirilmişse o ev şen evdir güzel evdir. anne baba cocuk farketmez o tepe bi fert tarafından ısırılır. ısırılınca o ekmek dahabi güzel daha bi sevimli daha bi besleyici olur.

benimde en büyük keyfim odur. sırf tepeye dış koycam diye az fırınlara gitmemişimdir ben. takıntım vardır o konuda. benden baska biri yerse kan cıkar evde.

misal bu az önce fırından aldığım mis ekmek



buda bi iki saniye sonraki hali



ve hacılarım eminimki bana hak veriyosunuz bu meret böyle yenince pek bi güzel oluyo diyosunuz ve sizde aynısını yapıyosunuz biliyorum. bu huydan asla vaz geçmeyin lan. çok güzel bişeyki bu. iyiki ekmekler böyle. düsünüyorum ya ekmekler yuvarlak olaydı. ne kötü olmazmıydı?