''You are only as free as your mind lets you be''
Philip Anselmo

24 Temmuz 2010 Cumartesi

PANDA

Biliyosunuz-yada bazılarınızın bildiği gibi-Kurtköydeyim ben. Ve burda bizden başka insan yok. -ayrıntılar girmiycem yaş şeysi falan-. Abimde sıkılıp gidince tek kaldıydım ben. Geçen geldi bu-sonra gene gitti-. Geldi diye bizimkiler mangal yaptı. Ve o gün 10. yada 11. günüydü ayağımın karaya deymeyişinin. 11 gün evden dışarıya adım atmamıştım ve mutluydum. İşte mangal falan yakıldı tavuk yendi falan. O sırada uzun zamandır ilk defa yeni bi yüz gördüm.

Kendimden beklenmiycek şekilde gittim bunun yanına. Elimde tavuk var. İkram ettim. Yım yım yım diye yedi. Sonrada miyav dedi. Sonra oturdum yanına bunun. Fazlada yanına gidince ürküyodu o yüzden olabildiğince yakın durdum ürkütmeden. Tavuk kemiklerini falan verdim o kemikleri kıtır kıtır yerken bende izleyip güldüm konuştum onunla falan. Biri-yada bi canlı-ile konuşmak iyi gelmişti. Kaplumbaam onu elimle beslerken elimi ısırdığı için ona küstüm ve onla konuşmuyodum uzun zamandır. Bu sessizliği panda ile bozdum. Ha evet adı panda. Çünkü baya baya siyah bi kedi ama patileri bide çene kısmı beyaz. Baktım buna senin adın ne olsun dedim sonra PANDAA diye bağırdım. O hala kıtır kıtır yiyodu kemikleri. Cok sevdik birbirimizi. Ben buna kemik attım o pesinden koştu falan. Baya eylenceliydi yani. İyi bi arkadaş oldu bana.

Bu arada şunu farkettimki hayvanlarla insanlardan daha iyi anlaşıyorum ben. Yanımda bi hayvan olunca yaşadığım mutluluk bi başka oluyo sanki. Bide köpeğim köpük' ü alıyım. Hayat o zaman çok güzel olucak. Köpükü alıp gezdirceem sahile götürceem beraber bira içiceez falan. Çok eylenceli olucak. Sabırsızlanıyorum köpeğim için. Sarılıp uyuycam ona. Yumuk yumuk tombik bişey olucak böyle. Yani öyle bişey seçicem benim hayatıma neşe getirmesi için. Hadi be köpük kimsenin yapamadığını yap ve mutsuzluğuma yanlızlığıma son ver artık. Hev dediğini duyar gibiyim köpük. bekle beni. şu an hangi kafeste olduğunu bilmiyorum ama gelicem ve seni alıcam lan. bekle beni dostum!